NEFES VE YAŞAM KOÇLUĞU

 

Nasıl nefes alıyorsak öyle yaşıyoruz !

Hiç fark ettiniz mi nasıl nefes alıyorsunuz?

     Yaşantımız , aldığımız ilk nefes ve verdiğimiz son nefes arasında geçer. Su içmeden ya da yemek yemeden birkaç gün yaşamımızı sürdürebiliriz. Ancak nefes almadan en çok 2-3 dakika hayatta kalabiliriz. Doğduğumuzda ilk nefesi ciğerlerimize çektiğimizde, yaşamımız boyunca bize verilmiş en büyük hediyeyi almış oluruz.

     Nefes, bedenimizdeki hücrelerin yaşayabilmesi için gerekli olan oksijeni sağlar. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yetişkin insanların çok büyük bir bölümü %30 un altında nefes kapasitesini kullanabiliyor. Sığ nefes almak nedeniyle alabileceğimiz enerjinin de en çok %30 unu kullanabiliyoruz ve yaşam enerjimiz de buna paralel düşük oluyor. Vücudumuza aldığımız oksijen miktarının artması, fiziksel, duygusal&zihinsel ve ruhsal anlamda bir şifalanmayı başlatıyor.

   Yeterli alınan oksijen bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasında önemli bir rol oynuyor.

“Bütün ciddi hastalık durumlarında ona eşlik eden bir düşük oksijen durumu bulgusu da vardır… Beden dokusunda düşük oksijen varlığı kesinlikle bir hastalığa işaret ediyordur… Hipoksiya veya dokularda oksijen eksikliği tüm dejeneratif hastalıkların temel nedenidir. Oksijen bütün hücreler için yaşamın kaynağıdır.” Dr. Stephen Levine

Nefes seansları ile yaşamınıza alabileceğiniz en temel faydalardan birkaçı şunlardır:

   Fiziksel bedeninizde oksijenlenmeyi arttırdığı için, enerji düzeyinizin yükseldiğini fark edersiniz,

   Bağışıklık sisteminizde giderek daha düzgün çalışma sağladığı için, hastalanma sıklığınız azalır ya da etkilenmemeye başlarsınız.

   Zaman içinde bağımlılıklarınızdan özgürleşmenizi sağlayan bir araçtır.

   Stres kontrolü sağlar, endişeyi ve anksiyeteyi azaltır. Geçmişten gelen ifade edilmemiş duygusal çöplüklerden özgürleştirir ve travmaların etkilerini azaltır.

   Farkındalığı arttırır ve yaşamın neşe, keyif ve sevgi ile ifade edilmesine yardımcı olur. Ben yerine biz ve birlik bilincini oluşturur.